![]() |
Bir Zamanlar Anadolu'da Ermeniler Vardı Hala Var
DÊRSİM YAŞLILARI, ERMENİ, QOÇKİRİ, PİRAN VE DERSİM KATLİAMLARINI ANLATIYOR
VEYVA ÇÊ SATOLİ ANLATIYOR Annem, Ermeni Katliamında yetişkinmiş. Annem, bana şunları anlatmıştı: „Şu anda bizim köy olan Şine, bir zamanlar Ermeni köyüydü. Ermenileri toplayıp sürüyorlardı. Ele geçmek istemeyen Ermeniler evini barkını, köyünü terkedip kaçıyorlardı. Memleketini (köyünü) seven birkaç Şineli Ermeni, Elevi (Z...
aza) komşularının gözleri önünde Şine’de dut ağaçlarının dallarına kendilerini asarak, intihar ettiler.“
Ermeniler gittikten sonra Şine bize kaldı. Ermenilerin kendilerini astığı söylenen o dut ağaçları bugün daha Şine’de duruyor. ++++++++++++++++++++++++++ Bu röpörtajda birkaç yaşlı Dêsimliyle sözünü ettiğim konularda konuştum. Ben, Memedê Kolu, Niajni Zeynebe ve Hesenê Çhergü’yle aynı köydenim. Veyva Çê Satoli, Xozat’ın Şine köyündendir. XAL MEMEDÊ KOLU VE EŞİ NİAJNİ ZEYNEBE DÜNYALARINI DEĞİŞTİRDİLER. Xal Memedê Kolu, 2002 senesinin Eylül ayının sonlarında dünyasını değiştirdi. Aradan yalnız iki ay sonra da Memedê Kolu’nun eşi Niajni Zeynebe onu takip etti. Devletin icat ettiği ve özellikle 1984-2000 seneleri arasında yoğunlaştırdığı çok yönlü teröre dayanamayan birçok Dêsimli yurdunu terketmek zorunda bırakıldı. Doğup büyüdükleri topraklardan kaçan diğer Dêsimliler gibi Memedê Kolu ailesi de 1980’lerin ikinci yarısında Bursa’ya yerleştiler. Memedê Kolu ve eşi de diğer sürgünde ölen birçok Dêsimli gibi, sürgün gittikleri yerde gömüldüler. Öyle ki, aslına bakılırsa bu yaşananlar, devlet tarafından halkımızın maruz bırakıldığı en yoğun ve en tehlikeli sürgündür. Devlet bu şekilde Dêsim’de çoğunluğu oluşturan Zaza nüfüsu da azaltmak, çok yönlü asimilasiyonu daha da hızlandırmak amacındadır. Devletin sinsiliğinin farkında olan bir hayli Dêsimli da –ne pahasına olursa olsun- ölülerini Dêsim’de gömmeye gayret gösteriyorlar. 1. BÖLÜM MEMEDÊ KOLU VE NİAJNİ ZEYNEBE ANLATIYORLAR Ben bu röpörtajı 2001 yılının Ağustos ayında Anatolia’nın Bursa ve Yalova şehirlerinde yaptım. Memedê Kolulara konuk oldum. Yaban ellerde de Memedê Kolu’nun suyu, ekmeği, tuzu bana nasip oldu. İstiyorum ki yediklerim içtiklerim bana helal olsun. En çok da bu nedenle kasete yapmış olduğum kayıtlara bağlı kalarak, röportajın otantikliğini bozmamaya dikkat edeceğim. Memedê Kolu, şu anda çok yaşlıdır. Bu nedenle bazen konuştukları tam anlaşılmıyor. Diğer yandan sohbetimiz esnasında eve sürekli tanıdıklar, akrabalar girip çıktılar. Bizim kouştuklarımızın arasına başka konular da girdi. Bu faktörlerden ötürü, bazı meseleler tam açıklanamadı, eksik kaldı. Teyip bandına meseleleri gelişigüzel kayıt yaptığımdan, bant çözümünden sonra sadece yazıdaki yerlerini değiştirerek, müşterek meseleri bir araya getirmeyi uygun buldum. * H. MERGARIJİ: Dayı, bize kendini tanıtır mısın? MEMEDÊ KOLU: Benim adım Memedê Kolu’dur. Ben yirmi dörtlüyüm (Hicri). Şimdi yüz, ya da yüz on yaşında varım. Ben yaşlıyım. Bizim köyde benim çağdaşlarımdan benim kadar uzun yaşayan olmadı. A. ERMENİ KATLİAMI H. MERGARIJİ: Ermeni Katliamını hatırlıyor musun? Ermeni Katliamında atalarımızın günahı nedir, ne değildir? MEMEDÊ KOLU: Ermenileri kırdıklarında ben artık büyüktüm. Ermeniler bizim aramızdaydı. Kör Mano’nun (Manuel) evi, Aliyê Gaxin evinin yanındaydı. Birkaç Ermeni ailesi de, bugün Hese Qojigilin arazisi olan Theza Hemcu’daydı. Ermeniler orada bostan ekiyorlardı. Henie Xece bölgesi de, derenin her iki yakasıyla tüm Mergarız Ermeni mülküydü. Aslında Ermenilerin değil, ağalarındı. Yarıcı Ermeniler ekip biçiyordu. Qızılkilise (Nazimiye) Ermenilerindi. Mergarız, Ermenılerın değil, Hemeçıku ve Loluların mülküydü. Dereaeri’den öte, Gavane Sorike’ye kadar Lolularındı. Phonu ve Hemug Hemeçukların arazisiydi. Kureyşanlıların köyü Dewa Khurêsu’dur. Mergarız’daki birkaç tarla Gulingilin, birkaçı da Xıde MewAliyê Bariegilin imiş. Arazi çok sonraları el değiştirdi. H. MERGARIJİ: Ermeni Katliamını nasıl hatırlıyorsun? MEMEDÊ KOLU: Ermenileri kestiklerinde ben büyüktüm. H. MERGARIJİ: Kac Yaşındaydın? MEMEDÊ KOLU: Ben o zamanlar sekiz, dokuz ya da on yaşlarında vardım. H. MERGARIJİ: Sence atalarımız Ermeni Katliamı esnasında Ermenilerin tarafını mı, ya da devletin tarafını mı tutmuş? MEMEDÊ KOLU: Kardeşim, bizimkilerin çoğu devletin milisiydi . Milislerin de yardımıyla birçok Ermeni öldürüldü. Ama bir de Mergarız’da şöyle bir olay oldu. (isim anlaşılmadı) Mergarız’da kendine bostan ekiyor. Mıstê Hengi, o Ermeni’yi tüfekle vurup öldürüyor. Bunun üzerine Hesenê Qoji de tüfekle Mıstê Hengi omuzundan vuruyor. Diyor ki, sen bu Ermeniyi neden öldürdün? Bıraksaydın o kendikendiene, burayı terkedip giderdi. O sıralar Ermeniler, bizim oraları terkedip gittiler. H. MERGARIJİ: Mergariz’da Mıstê Heng’in, Ermeniyi öldürmesi üzerine Hesenê Qoji, hangi nedenle Mıstê Hengi yaralıyor? MEMEDÊ KOLU: Hesenê Qoji, Ermeninin malı için Mıstê Hengi vurmuyor. Ermeni Duz Qap o sıralarda Hesenê Qojigildeydi. Hesenê Qoji, Mıstê Henge diyor ki, Sen Ermeniyi niye öldürdün? Öldürmemeliydin. Bu nedenle ateş edip Mıstê Hengi kolundan yaralıyor. Seymomıde Qojigil, öküzleri toplayıp Peyê Boni’deki (‚evin arkası’) (şimdi Sa Uşêngilin (Şah Hüseyin) arazisi) araziyi ekime hazırlıyorlar. Bu işi uygun bulmayan köylüler, Seywes ve Dursê Momçilere giderek, Qojigilin yaptığını protesto ediyorlar. Seywes, Dursê Momçi ve diğerleri Peyê Boni’i ekmeye çalışan Hesenê Qoji ve Aliyo Bılısk!ın yanına giderek ekime engel oluyorlar. Bunun üzerine Hesenê Qoji, Siz bize böyle mi önderlik yapacaksınız? Diyerek, tüm aile Mergarız’dan Kımsor’a göç etti. Uşêne Qoji Kımsor’da vurularak öldürüldü. Bunun karşılığında Kımsorcıklar, Qojigile 100 altın ödediler. Mergarız’dan bir heyet Kımsor’a giderek Qojigili tekrar Mergarız’a getirdi. Ah, onların yeri cehennem olsun! H. MERGARIJİ: Kimin yeri cehennem olsun? MEMEDÊ KOLU: O dönemdeki Kureyşanlıların. H. MERGARIJİ: Yani sence onlar günahkar mıydı? MEMEDÊ KOLU: Ah, hayır! H. MERGARIJİ: Ermeni Katliamından ötürü bunlar günahkar mıdır? MEMEDÊ KOLU: Ermeni Katliamını devlet yapmış, yaptırmış. Ben diyemem ki, bizimkiler de Ermenileri kesmiş. Ben çocuktum o zamanlar. Sonraları bizimkiler birbirlerini çekemeyince, falanca kişi ya da aileler Ermenilere yardım etmiştir, diye devlete jurnalliyorlardı. Mesela Fazli, Ivraime Hesen’i böyle devlete şikayet etti. Kim kötülük yaptıysa belasını buldu. Kureyşanlılar da belasını buldu. H. MERGARIJİ: Sen „Sewdin” lawkını (şarkı) biliyor musun? O lawıkta neler anlatılmak isteniyor? MEMEDÊ KOLU: O lawık Mıstefa Beg’inkidir. O Kudızlı şair cephede öldürülüyor. „Sewdin’o Sewdin’o/ Tede tıfong erjino/ Sayder’ biare şia viale/ Kerda ho verra saat u sale (...) Mıstefa Beg, milis komutanıydı. (bazı sözler anlaşılmadı). H. MERGARIJİ: Desımliler o sıralarda Ermenilerle savaşmış mı? MEMEDÊ KOLU: Katliam esnasında Rus ordusu Dêsim’e kadar geldi. Bazı Ermeniler, Rus ordusunun tarafına geçtiler. Dêsimli milisler, devletin yanında Ermeni ve Rus birliklerine karşı savaşarak, Rus ve Ermeni ordusunun İç Dêsim’e girmesini engellediler. Rus ordusu Erzincan ve Pulemuriye’i işgal edince oradaki Çarekızlar kaçarak gelip iki sene boyunca Phonu ve Mergarız’daki ailelere sığındılar. Mıstefa Beg de kaçarak Xoserk’e geldi. Ermeni ve Rus ordusu geri çekilince onlar da gerisin geriye köylerine döndüler. H. MERGARIJİ: Mıstefa Beg de mi köylerini terkedip kaçmış? MEMEDÊ KOLU: Evet, Mıstefa Beg de, Rus ordusunun o bölgeyi işgal etmesi üzerine, köylerni brakıp, İç Dêsim’e kaçtı. Rus ordusunda Ermeni birlikleri de vardı. Mıstefa Beg’in konağını yakıp, mezarları yıktılar. Mıstefa Beg bu nedenle bizim bölgelere çekildi. Mıstefa Beg, Türk devletine bağlı olan Dêsim yerlilerinden oluşturulan milis komutanıydı. Herşey (para, silah, cephane, tam yetki) onun eline verilmişti. H. MERGARIJİ: Bu yerli milislere bir maaş veriliyor muydu? MEMEDÊ KOLU: Babam! Parayı milisler değil, aşiretin ileri gelenleri (ağler) alıyordu. Herşey Mıstefa Beg’in elinde mevcuttu. Devlet, Mıstefa Beg eliyle bunlara (ağler) para, silah ve cephane veriyordu. H. MERGARIJİ: Veteriner Nuri Dersimi, kitabında (Hatıratım) ima ediyor ki, devlet, Ermeni Katliamı esnasında Hacı Bektaş Tekkesinin postnişini Cemalettin Efendi’yi rütbelerle donatıp Erzincan’a gönderiyor. Devletin amacı, Alevilik ayağını Cemalettin Efendi’ye kullandırarak, Dêsimın silahlı kuvvetlerini devletin tarafına kazandırmak. Sen bu konuda neler biliyorsun? MEMEDÊ KOLU: Ben bunları duymadım. O zamanlar Fransızlar mıransızlar bütün Anatolia’yı kendi aralarında paylaşıyorlar. Ataturk, Xozat’a gelip Diyap Ağa’nın kolunun altına girip demiş ki: „Vatan elden gitti. Sen ne diyorsun?“ Diyap Ağa da demiş ki: „Ölürüz, toprağımızı vermeyiz.“ Bunun üzerine Ataturk, Diyap Ağa’nın kolunun altına girerek, onunla resim çektirmiş. Oradan Ataturk Erzincan’a gitmiş, her yeri dolaşmış. Ataturk bu Fransızları mıransızları kovmuş. Ataturk, bir mehdiydi. Ali gibi o zaman hepsini kesti. Ataturk yeniden aldı. Otuz iki padaişahı bir gecede aldı, suya döktü, balıklara yem yaptı, hepsini yaktı ki, kimse onların cesetini bulmasın. (Bu sözler anlaşılmadı. H.M.) Ataturk, hepsine dedi ki: „Gelin gidin Ermeni mülküne yerleşin.” Nazımiye’de ve her yerde ilan ettirdi ki: „Erzincan’da Ve Xarpet’de (Harput) Ermeni mülkü bomboş duruyor. Bu dağları bırakın gidin oraya yerleşin.” ( Bazı sözler anlaşılmadı.) Bazılarını müdür yaptı, gene de kimse (rahat) durmadı. H. MERGARIJİ: Türk devleti, Ermeni ve Asurileri kestikten sonra bizim halkımızı kesiyor. Sen bu konuda neler söyleyebilirsin? MEMEDÊ KOLU: Evet, devlet önce Ermenileri katletti. Ben, Ermeni Katliamını hatırlıyorum. Ermenilerin ileri gelenleri, zenginleri, o zamanlar Eleziz’de (Xarpet) yaşıyorlardı. Eleziz/ Beşqardaş’ta beş Ermeni kardeş, yanyana beş tane konak yaptırmıştılar. Herkes, Markogil diye anılan bu Ermenilerin konaklarını övüyordu. Şimdi oraya sinama yapmışlar. Ataturk zamanında Ermeniler katledildi. Birkaç yıl aradan sonra devlet Qoçkirilileri, onların ardından Çewlıg (Bingöl) Zazalarını kesti. Onlardan sonra da Desım’de katliam yaptı. 2. BÖLÜM HESENÊ CHERGÜ ANLATIYOR Hesenê Çhergü de Mergarızlı, şu anda 80-85 yaşlarındadır. Kendisiyle yapmış olduğum röpörtajı kasete alamadım, ama söylediklerini anında yazdım. H. MERGARIJİ: Ermeni Katliamında atalarımız kimden yana tavır aldılar? Bu katliamda atalarımızın günahları ve sevapları nedir, ne değildir? HESENÊ ÇHERGÜ: Atalarımız, Ermeni Katliamında elbette günah sahibidirler. O dönemde halkımızdan birçok silahşör gidip devlete milis olmuşlar. Dêsimli milisler olmasaydı, Ermeniler Dêsim dağlarını o kadar erken bırakıp gitmezlerdi. Devlet, Dêsim milislerini ön saflarda ve onların arkasından da kendi askerini Ermeni ve Rus birliklerinin üzerine göndermiş. O yıllarda Rus ordusu, Pulemuriye ve Mosku köyüne kadar Dêsim’i de kendi kontrolü altına almış. Rus ordusu, Mamaxatune’de (Tercan) askeri depolarını yaptırarak, Erzincan’da idareyi Ermenilerin eline veriyor. Türk devleti bakıyor ki, buralar Ermeni ve Rusların eline geçmiş. İşte o zaman Dêsimlileri kışkırtarak kendine milis yapmış. Bu milisleri, Ermeni ve Rus birliklerine saldırtmıştır. Devletin de teşvikiyle bazı Dêsimli milisler, Ermeni köylerine ya da kafilelerine saldırmış, Ermenileri öldürmüş, öldürülenlerin malına el koymuştur. H. MERGARIJİ: Bizim köyden kimler o dönemde devlete milis olmuş? HESENÊ ÇHERGÜ: Uşêne Şa Uşêni, Sadıqe Mıstê Hengi, Hesenê Ali, Mıstê Hengi, Aliyê Gaxi u tae bini. H. MERGARIJİ: Bazı Dêsimlilerin, bir hayli Ermeniyi Rus tarafına geçirerek katliamdan kurtardıkları söyleniyor. Doğru mu? HESENÊ ÇHERGÜ: Parası pulu olan bazı Ermeniler, para vererek canını kurtarabilmiş. O zamanlar aşiret ağalarının bir hayli silahşörü varmış. Ermeniler, böyle adamlara gitmiş, onlara para (altın) ödemişler. Bu ağalar da, Ermenilerin yanına silahşörlerini vererek, emniyetli yollardan Ermenileri, Rus tarafına geçirmişler. Bu şekilde birçok Ermeni katliamdan kurtulabilmiş. H. MERGARIJİ: Sence Dêsimliler neden devlete milis olmuş? HESENÊ ÇHERGÜ: Devlet, Dêsimlileri kandırmış. Demiş (dedirtmiş) ki, „Gavurlari temizleyin, mal ve mülkü size kalsın!“ Bu şekilde hem Dêsimlileri kandırmış, hem de kışkırtmış. H. MERGARIJİ: Türk devletinin askerlerinin, Aliyê Gax’in annesini yakalayarak ırzına geçtikleri ve öldürdüklerini duydum. Ne kadar doğru bu hadise? HESENÊ ÇHERGÜ: Ben de bunu duydum. Bu hadise bir hayli eski. Türk askerleri bizim köyleri basıyor. Eline geçirdiğini kesiyor. Aliyê Gaxi’n annesi dağa-ormana kaçmıyor. Askerler, kadını yakalayıp, Henie hopıke’de söğüt ağacına bağlayarak ırzına geçiyorlar ve orada öldürüyorlar. H. MERGARIJİ: Aliyê Gaxi, neden Erzincan’daki Rus kumandanın yanına gitmiş olabilir? HESENÊ ÇHERGÜ: O zamanlar Türk devletine karşı korunmak ve direnmek için silah ve cephaneye çok ihtiyaç varmış. Aliyê Gaxi, Erzincan’daki Rus kumandanın yanına silah ve cephane almak için gitmiş. 3. BÖLÜM VEYVA ÇÊ SATOLİ ANLATIYOR Şine, Xozat’ın köyüdür. Şine’den Veyva Çê Satoli, 2001 yılının baharında Almanya’ya oğlunun yanına gelmişti. Ben onu oğlunun evinde ziyaret ederek bazı hadiseler üzerinde kendisiyle konuştum. Kendisi 75 – 80 yaşlarındaydı. O teyibi açmamı istemedi. Ben de bazı notlar aldım. Ermeni Katlimına ilişkin onun anlatmış olduğu şu kısa notu da bu röpörtaja ileve ediyorum. VEYVA ÇÊ SATOLİ: Annem, Ermeni Katliamında yetişkinmiş. Annem, bana şunları anlatmıştı: „Şu anda bizim köy olan Şine, bir zamanlar Ermeni köyüydü. Ermenileri toplayıp sürüyorlardı. Ele geçmek istemeyen Ermeniler evini barkını, köyünü terkedip kaçıyorlardı. Memleketini (köyünü) seven birkaç Şineli Ermeni, Elevi (Zaza) komşularının gözleri önünde Şine’de dut ağaçlarının dallarına kendilerini asarak, intihar ettiler.“ Ermeniler gittikten sonra Şine bize kaldı. Ermenilerin kendilerini astığı söylenen o dut ağaçları bugün daha Şine’de duruyor.
ALINTIDIR..
|

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder